Saçtan ayağa inovasyon


Saçtan ayağa inovasyon

Yolculuklara bayılırım. Özellikle de uçakla seyahat etmeye. Ev-iş rutininden uzaklaşmak, yeni yerler görmek harika bir şey. Büyükannemin de dediği gibi “tebdil-i mekanda ferahlık var.” Fakat son zamanlarda iş için o kadar çok seyahat ettim ki evimi, yatağımı, banyomu, hatta şampuanımı özledim.

Şampuan deyip geçmeyin, yolculuklarda benim için en büyük dertlerden biri bu. Koca şişeyi el çantana atamıyorsun. 3 günlük seyahat için küçük bir valiz yetiyor ve bu da kabine rahat rahat sığıyor. Ama havalimanlarındaki yasaklar yüzünden, içinde şampuan olan valizi kabine alamıyorsun. İyi de yorgun argın uçaktan inip bagaj beklemek de zor geliyor.

Diyeceksiniz ki “Otellerde şampuan oluyor zaten, almayıver yanına şişeyi”. İyi de, isterse dünyanın en iyi oteli olsun, o şampuanlar saçlarımı mahvediyor. Üstelik her zaman “konforlu” yerlere de gitmiyor insan. Bazen abuk subuk sabunlarla saç yıkamak zorunda bile kalıyoruz. Zaten fare kuyruğu kadarcık saçım var, onu da böyle iş seyahatlerinde mi kaybedeceğim?

Saç önemli mevzu. Uygun şampuanla yıkarsın, güzelce durularsın, bakımını yaparsın, hırpalamadan kurutursun, köpük sıkıp şekillendirirsin ve ta taaaaa! Artık sen eski sen değilsin. Bu zincirde bir halka bozuldu mu, sen bildiğin sen oluveriyorsun. Sabah yeni uyanmış halinle, darmadağınık dolaşıyorsun gün boyu.

Saç takıntımı bilen bir arkadaşım geçenlerde yurtdışından kağıt şampuanlar getirdi bana. Renk renk, çeşit çeşit minicik kutular içinde, bildiğiniz kağıt görünümünde şampuanlar bunlar. Üstelik saçları da yumuşacık yapıyor. Geçen haftaki iş seyahatimde hemen birini attım çantama. Ne uçakta sorun çıktı ne de saçlarımda. Toplantılarda havam çok yerindeydi.

İnovasyon dediğin budur işte arkadaş! Saçtan başlar!

POPÜLER YAZILAR